Yeni Yılda Değiştirilecek Şeyler Rehberi
January 7, 2022Herhalde herkes öyledir. Yeni yıl ile birlikte yeni kararlar alır. Fakat genelde bu kararlar bir süre uygulansa bile bir müddet sonra ya rafa kaldırılır ya da unutulur. Bazen de uygulanır ciddi ciddi, sonuçta hedeflenilen yere varılsa da varılmasa da.
Ben genelde kararlarımı uygulamaya çalışırım, çoğunu da uygularım ama her seferinde hedeflediğim yere varmış mıyımdır? Elbette hayır. Peki hedeflediğim yere varmamış olduğum takdirde bu benim için çok büyük hayal kırıklığı olmuş mudur? Yok, çünkü kısa bir süre sonra bunun böyle olmasının daha hayırlı olmuş olduğunu görürüm zaten.
Her neyse, yeni sene yaklaşırken, aslında geçen senenin son üç ayında, çok büyük bir değişimin yaklaştığını görmemek mümkün değildi. Yalnızca benim için değil, genel olarak tüm dünya için büyük bir değişim geliyordu, zaten bu çok belliydi.
Ben de dedim ki “Tamam, bu sefer hiçbir şeye karşı koymayacağım ve kabulleneceğim, bir şeyler değişecekse değişecek. Bir şey değişirse de bu senin için iyi olduğundan olacak.”
O nedenle öncelikle bazı şeyleri zorlamaktan vazgeçtim. İte kaka, dürterek gitmiyor çünkü hiçbir şey. Olursa olur, olmazsa olmaz dedim ve evrene havale ettim.
Fakat bu arada değişmeyen tek şeyin değişme yasası olduğunu hatırlayıp, değiştirmem gereken ne çok şey olduğunu da fark ettim.
Önce saçlarımın şeklini değiştirdim ve daha mutlu olduğumu görünce haydi koyul işe bakalım dedim. Kendime kendimde değiştirmek istediklerimle ilgili bir liste yaptım.
Şimdi madde madde ve bazı açıklamalarla buraya yazayım bu listede neler varsa.
1) “Herkesi memnun etmeye çalışma”
Gerçi belki beni tanıyanlar diyecektir ki “Sen zaten herkesi memnun etmek derdinde değilsindir.” Dikkatli bakınca hiç de öyle olmadığını görürsünüz. Bazen yapamıyorum işte. Ama değiştirmek zorundayım. Zaten herkesi memnun edemezsin. Böyle bir şeyin mümkün olamayacağını çocuklar bile bilir.
Yani sonuç itibariyle kırıntıları bile kalmışsa bunu temizlemeye kararlıyım.
2) “Yalnızlıktan korkma”
Bu maddeyi buraya almamın nedenleri var. Belki siz de bir liste yaparsanız ve böyle bir sıkıntınız varsa bir gözden geçirin diye. Ben yalnızlığı sevdiğimi ve korkmadığımı anlayalı çok ama çok uzun bir süre oldu aslında. Sonuçta yalnız gelip yalnız gidiyoruz. Çok beğendiğim ve Manhattan’da yaşayan bir mankenin bugün tam da bu konuda bir gönderisi düştü önüme sosyal medyada. O kadar güzel şeyler yazmıştı ki. Kendinle barışık olmak ve kendini sevmenin önemini bir kez daha hatırlattığı için ona teşekkür edesim ve bu listeden bu maddeyi hatırlatma olsun diye çıkartmayasım geldi. Dursun bakalım…
3) “Eşyalara bağımlı olma”
Bu konuda ne düşündüğümü hemen herkes bilir. Ben minimalist olmuş ama daha da iyi ve gerçek bir minimalist olmaya çalışan biriyim. Elbette eşya bağımlısı denemez bana ama bunun gene de kırıntılarını bile hissediyorsam o zaman biraz daha çalışmam gerekiyor demektir bu konu üzerinde. Biliyorsunuz ciddi şekilde de uğraşıyor ve her geçen gün bu kırıntılardan da kurtulmayı biraz daha başardığımı düşünüyorum.
4) “Karbon ayak izlerini azalt”
Zaten vegan olduğum için mümkün olduğunca yapmaya çalışıyorum. Mesleğim gereği (çoğunlukla uçakla seyahat etmek zorunda olduğum için) her zaman tam olarak başaramasam da bunu minimuma indirmeye çaba gösteriyorum.
5) “Geçmişi ve geleceği düşünme”
Biraz garip gelebilir şimdi buraya böyle yazınca ama bunu hepimiz yaparız ve ben de yapmıyorum diyemeyeceğim. Geçmişe çok takılmasam da, geleceği taktığım zamanlar olmuyor değil. Aslında hiçbirinin de anlamı yok. Bazen kendimi bu düşünceler içinde yakaladığımda başlıyorum gülmeye ve aklıma ne geliyor biliyor musunuz? “Bugün dün için gelecekti, yarın için de geçmiş olacak.” Hani klasik laf vardır ya, “anı yaşa” aslında o kadar doğru ki. Anı yaşamıyorsan, o anı ıskalıyorsan, ne anlamı var?
6) “Söylentileri takıntı haline getirme”
Bu konuda pek başarılı olduğumu söyleyemem çünkü ben, özü sözü bir ve mert bir insanım. Biriyle bir derdim varsa yüzüne söylerim, arkasından konuşmam ve iş çevirmem. Arkasından konuştuğum bir durum varsa da emin olun ki ya zaten o kişiye bunu söylemişimdir ya da mutlaka söylerim. O nedenle belki de benim için bu bırakılması gerekenler listesindeki en zor şeylerden biri gibi görünse de aslında zaman zaman şaşırtıcı şekilde bu konuları hiç kafaya takmadığım da olur.
Zaman zaman kafaya takıyorsam da sanırım böyle şeylerin nasıl olabileceğini anlayamamaktan kaynaklanıyordur bu. Anlam verememekten, bir insanın bir başkasına böyle sinsice ve kahpece nasıl davranabileceğini çözememekten.
7) “Başkalarına hayır dememek için kendini mutsuzluğa itme”
Bu konuda zaman zaman istisnalar yapıp hayır demek istesem de hayır diyemediğim insanlar oluyor. Buraya yazana kadar aslında bunu da son derece iyi uyguladığımı sanıyordum. Ama düşündüm de, hiç de öyle değilmiş gerçekler. Aslında her zaman şöyle düşünmem gerekiyor: “Hayır diyorsam hayırdır ve bitmiştir. Bu kadar basit.” Bu konuyu da biraz daha itinayla uygulamam gerekiyor demek ki.
8) “Sevmediğin ve istemediğin hiçbir şeyi yapma”
Bu konuda çok titizim. Bana tersini yaptırmaya çalışanlar nasıl dağları bile yıkabileceğimi ama sevmiyor ya da istemiyorsam bir şeyi zorla da olsa yapmayacağımı bilirler. Emin olun ne yaptımsa severek ve isteyerek yaptım. Bu saatten sonra da bu maddenin bu listede olması yalnızca bir anımsatma için olmalıydı zaten.
Bu yıl bu listeye yepyeni bir madde ekliyorum:
9) “Toksik olan herkesi hayatından sonsuza dek çıkart”
Zehirden beslenenlere iyi şeyler toksikmiş gibi gelebilir, o nedenle siz iyiyseniz ve sizi toksik olarak gören salaklar varsa sakın hiç kafa yormayın ve yürüyüp gidin bence. Ben çok tahammül ettim toksik insanlara bugüne kadar. Fakat bundan sonra hayatımda yerleri yok, bunda kesin kararlıyım. Toksik olduklarını bile bile hayatıma aldıklarımı da, sonradan öyle olduklarını fark ettiklerimi de hayatımda tutmamaya kararlıyım. Bunu uygulamaya da başladım. Çok da iyi geliyor tavsiye ederim.
O ZEHİR AKMALI…
Şimdi aslında içimde kalırsa, zehir olup bana çok ağır zarar vereceğine inandığım bir şeyi buraya yazacağım. Onun için de şimdiden özür diliyorum.
En nefret ettiğim şeylerden biriyle karşı karşıya kaldım geçtiğimiz yıl.
Yaşanmışlıklara, bilgiye hiç saygısı olmayan insanlara oldum olası tahammülüm yoktur. Sosyal medyanın yarattığı kendine has bir cahillik türü vardır, bundan da bazıları oldukça nasbini alır. Örneğin sırf paylaşım yapmış olmak için bir paylaşım yapar ama altına iki cümle yazacak bilgisi bile yoktur, çünkü bilgisinden emin değildir, zaten bilgisi de yoktur aslında. Yazsa yazsa kendini öven bir kelime yazar en fazla.
Gözünün içine bakarak konuşamaz kimseyle. Sürekli gözünü kaçırır. Sen iyi niyetle dostça davranırsın, sana selam verip, yüzüne gülüp arkandan laf eder, bunun da senin kulağına geleceğini tahmin edemeyecek bir zeka seviyesine sahiptir. Çalıştığı zaman etraftaysan mümkün olduğunca kaçar senden, seni gördüğü yerde yolunu değiştirir, anlattığını bırakır. Aslında bir şey bilmediğinin ve saçmalık anlattığının farkındadır ve bunun deşifre olmasını istemez, çünkü bugüne kadar herkesi kandırsa da seni kandıramayacağını çok iyi bilir.
Bildiğini iddia ettiği hiçbir konuya tam hakim değildir. İşinde bir emir kuludur, ne deniyorsa onu yapar. Garip bir özgüvene sahipmiş gibi gözükse de aslında o da hiçbir şekilde yoktur kendisinde ama sanırsın alçak dağları o yaratmış. Mert de değildir asla. Yüzüne “arkamdan konuştuğunu biliyorum” dendiğinde karşına geçip “ne demişim?” diyecek cesareti de yoktur, çünkü arkandan konuşuyordur, bununla yüzleşecek kadar cesaret gösteremez.
Bilmediği konularda bilgi sahibi gibi davranıp sonra o konuları, o konulardaki yanlış bilgilerinden dolayı ciddi otoriteler tarafından eleştirilen insanlara anlattırır ve bu insanlar da sırf çıkarları olduğu için kendisini över de över, bu da çok akıllı ya, bu övgüleri gerçek zanneder.
Gerçek yüzünü bilse suratına bile bakmayacağı insanlarla dost görünür, seni tanımaktansa o yüzsüzlerin kendi çıkarları için söyledikleri şeylerle seni yargılar.
Aman, saysam buradan en uzak gezegenlere yol olur.
Hiçbir şeyin altında imzası olmayan, kendini nimetten sanan ve beş para etmeyen bu tarz insanları ne hayatınıza sokun, ne de hayatınızda tutun. Aslında zaten hayatınızda değildirler ama hadlerini de bilmeleri, bilmiyorlarsa da hadlerinin bildirilmesi gerekir ve hak mutlak yerini bulur.
Anlayana ve anlamayana ufak bir hatırlatma: Güneş balçıkla sıvanmaz. Doğruyu kimse yanlış kılamaz, kimse buna muktedir değildir. Yanlış da asla doğrunun yerini tutamaz.
Devran da her zaman döner…
Buraya kadar okudunuzsa kusura bakmayın ama bu zehir akrebin zehiri gibi. Tutamazdım içimde. Akrep de kendi kendini sokar sonuçta. Olacağına bakın.
Bu yıl tüm pislikleri arkanızda bırakarak yeni bir başlangıç yaptığınız yıl olsun. Gönlünüzde her ne varsa salın evrene, bırakın o sizin için en güzel şekilde size döndürsün sizin için hayırlı olanı.
Kalın mutlulukla…