Yıldızbilimcilerin İsa Mesih’e getirdikleri hediyeler
December 8, 2021Aralık ayı Hıristiyanlar için yılın en güzel zamanlarından biridir. Belki de en güzeli. Çünkü İsa Mesih’in doğduğu aydır. Bayram heyecanı sarar herkesi ve geri sayım başlar. Günler geçtikçe ve Noel yaklaştıkça heyecan artar.
Aslında bu dünyasal sevincin ardında çok daha derin bir başka sevinç vardır belki de farkına varılmayan. Armağan vermek çok eski bir gelenektir ve İsa aracılığıyla alınan armağan nedeniyle dua eder ve tapınır inanlılar. Yıldızbilimciler denen ve 3 kral diye de anılan Gaspar, Melkior ve Baltazar’ın İsa’nın doğumu nedeniyle getirdikleri hediyeler ve ona tapınma ile bu gelenek başlamıştır.
Neler olmuştu? İsa Mesih’e ne hediye edilmişti? Bunlar ne anlama geliyordu?
İsa Mesih’in doğduğu günlere geri gidelim ve bazı yıldızbilimcilerin İsa’nın doğumunu duyduğunda neler olduğuna bakalım:
[Yıldızbilimciler] “yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem’le birlikte görünce yere kapanarak O’na tapındılar. Hazinelerini açıp O’na armağan olarak altın, günnük ve mür sundular.” Matta 2:10-11
Yıldızbilimciler olağanüstü bir sevinç duydular. Etkilendiler. Diz çöktüler ve böylesine bir hayranlıkla karşı karşıya kalındığında yapılabilecek tek şeyi yaptılar, tapındılar.
Elbette bu hikayenin başı da uzundur ama ben bu yazıda hediye konusuna ve anlamlarına odaklanmak istiyorum.
Yüzlerce yıldır insanların beklediği ve Tanrı’nın vaat ettiği Kurtarıcı gelmişti. Bu nedenle Doğuş Bayramı, Tanrı’nın vaatlerini yerine getirdiğini hatırlatır. Tanrı, insanlarla birlikte olmak istediğini göstermek için İsa Mesih’i nihai armağan olarak göndermiştir.
***
Sevdiğiniz ve önem verdiğiniz insanlara hediye alırsınız değil mi? Bazen de onlara bir şey almakta zorlanırsınız. Çünkü anlamlı bir hediye olmasını ister, mükemmel hediyeyi ararsınız.
Yıldızbilimciler İsa’ya, görünüşte biraz tuhaf ama aslında İsa’nın kim olduğuna dair güzel bir tablo çizen armağanlar verdiler. O’na altın, günnük ve mür getirdiler.
Bu hediyeler belki düşününce garip ve anlamsız gelebilir ama aslında tam da tersidir ve çok büyük anlamları vardır.
Bu hediyeler aslında İsa’nın kim olduğunu gösterir. Egemen ama insanları kurtarmak için acı çekmeye istekli bir Tanrı.
Yıldızbilimcilerin İsa’ya armağanlarından biri olarak altın getirmeyi seçmelerinin birçok nedeni olabilir. Birincisi, altın bir krala vereceğiniz bir şeydir. Ama bir çocuğa altın vermek için sahip oldukları imanı bir düşünün. Herkes Tanrı’nın bir kral göndermesini bekliyordu. Aslında, İsa’nın zamanında insanlar, birinin ülkelerini yönetmesini istiyorlardı, yüreklerini yönetmesine gerek yoktu. Tanrı ise, büyüyecek, onlara nasıl yaşayacaklarını öğretecek ve günahları için onların yerine ölecek bir çocuk gönderdi.
Yani bir çocuk tam olarak kimsenin beklediği şey değildi. Yine de yıldızbilimciler, İsa’nın Kral olduğunu ve övgüye, fedakarlığa ve onura layık olduğunu gösteren altın sundular.
Altın, Eski Antlaşma’da da önemliydi. Aslında 1. Krallar kitabında Süleyman’ın Tanrı için tapınağı inşa ederken altını nasıl kullandığını okuruz. Bu tapınağı inşa etmek için sahip olduğu çok özel talimatlar var, çünkü orası Tanrı’nın huzurunun ikamet ettiği bir yerdi. Tapınağın içinde farklı alanlar vardı ve en içteki alan En Kutsal Yer veya Kutsalların Kutsalı olarak biliniyordu. Orada kahin, Tanrı’nın huzuruna girebilir ve halk adına kurban kesebilirdi. Bu kutsal yerdeki duvarlar ve sunak altından yapılmıştı.
Yıldızbilimcilerin İsa’ya altın vermeleri, İsa’nın çarmıhta ölüp üç gün sonra dirilerek insanlar için nihai kurban olacağını ve böylece insanın Tanrı ile bir ilişkiye sahip olmayı seçebileceğini önceden haber verdi.
Yıldızbilimciler İsa’ya altın verdi ama İsa insana çok daha değerli bir armağan verdi. Yıldızbilimciler Tanrı’ya giden yolu satın almıyorlardı. İsa insana Tanrı ile bir bağlantı sağladı.
Yıldızbilimciler için tek makul karşılık da, abartılı bir tapınma eylemi olarak sahip oldukları şeyi İsa’ya vermekti.
Yıldızbilimcilerin İsa’ya getirdiği diğer bir armağan günnük. Özsu.
Günnük ağaçların kurutulmuş özsuyudur. Özellikle Arap yarımadasının güney kıyısında ve çevresinde yetişen ağaçların.Önce, özel bir bıçak ile ağaçta bir kesik açılır ve oradan özsuyu sızmaya başlar. Bu ilk özsu toplanmaz, sadece kirleri temizler.Daha sonra, rafine sıvıyı serbest bırakmak için daha fazla kesikler açılır. Özsu kurudukça, endüstride “gözyaşı” olarak adlandırılan sıvıyı oluşturur. Bu gözyaşları daha sonra ağaçtan toplanır, parçalara ayrılır ve günnük olarak satılır.
İsa’ya verilen günnük, Yeşaya 60:6’da öngörüldüğü gibi (muhtemelen deveyle) Arap çölünde yolculuk etmişti. O zaman, ağırlığı altın karşılığından daha değerliydi. Günnük genellikle bir tür tütsü olarak yakılırdı.
Eski Antlaşma tarihi boyunca, bu saf tütsü tapınaktaki kahinler tarafından günahları örtmek için Tanrı’ya sunulan törensel tapınma ve kurbanın bir parçası olarak kullanılmıştır. Ayrıca antik dünyada iyileştirici bir madde olarak düzenli şekilde kullanılmıştır.
Yıldızbilimciler çocuk İsa’ya neden günnük armağanını getirdiler?
İsa’nın Yeşaya 53:5’te önceden bildirilen hikayesini anlatabilecek belki de tek maddeyi simgeliyor aslında günnük:
“Oysa bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.” (Yşa.53:5)
Tıpkı ağacın bir parçasının günnük yapmak için ezilmesi gibi, İsa da insana şifa aracısı olabilmek için ezildi.
Yıldızbilimciler İsa’ya tapınırken, O’na son bir armağan verdiler: mür.
Mürün birçok farklı kullanımı vardı, ancak çoğunlukla acı çekme ve ölümle ilişkilendirildi. Mür, Eski Antlaşma’da tapınağı ve kahinleri veya liderleri hazırlamak için bir mesh yağı olarak kullanıldı. Ayrıca Yeni Antlaşma’da da mumyalama yağı ve çarmıha gerilmiş insanların acılarını hafifleten bir ilaç olarak kullanılmıştır.
Tıpkı diğer armağanlar gibi mür de İsa’nın kim olacağının habercisiydi:
1. Meshedilmiş Olan. İsa, müjdeyi iletmek, bizi iyileştirmek ve özgür kılmak için Kutsal Ruh tarafından meshedildi (Luka 4:16-19).
2. Acı Çeken Bir Hizmetkar. İsa, çarmıhtaki işkencesini hafifletmek için mür içmedi (Markos 15:23). Günahlarımızın tüm yükünü ve bizim için tüm acı ve ıstırapları üstlendi. Hizmeti boyunca İsa’nın hizmetkar yüreğini görüyoruz.
3. Nihai Kurban. İsa en büyük fedakarlığı yaptı: Bizim hayatımız için Kendi hayatını verdi. Asla işlemediği günahların acısını çekti ve bedelini ödedi.
Sonuç olarak Yıldızbilimciler, Tanrı’ya giden yolu kazanmak için armağanlar sunmadılar. Armağanlar bir gündemle veya kutsama beklentisiyle sunulmadı. Armağanları bir tapınma coşkusu ve hayranlıklarının bir uzantısı olarak sundular.